Tesbih mi Tespih mi ?
Son zamanlarda kullanılan terim konusunda kafa karışıklığı yaşanıyor. Bunu internet üzerindeki tesbihle ilgili yazılardan , web sitelerine verilen isimlerden , listemelerden anlamak mümkün. Tespih mi yoksa tesbih mi demeliyiz ? Tezhib ve tezhip konusunda da benzer bir şekilde , bu sanat dalı için kullanılacak tek bir ad üzerinde uzlaşma sağlanamamış durumdadır.Tesbih deyimi konusunda Necip Sarıcı’nın Dua taneleri kitabında yazdığı şu satırların bize daha fazla söz bırakmadığı görüşündeyim ;
” Yaratıcı’nın mutlak büyüklüğünü tarif için söylenen ve ” Allah tüm eksikli ve kusurlardan uzaktır ” anlamını taşıyan Sübhanallah deyimi, tesbih’in has ismidir.
Deyimin “Türkçe” sözlüklerde ve o sözlükleri esas alan yayınlarda “tespih” şeklinde yazılıyor olması bizi ilgilendirmiyor. Kelimenin kökü sübha’dır, süpha değildir!…. Aslı Nurüd-din (dinin nuru) olan Nureddini “Nurettin”,aslı Kemalü’d-din (dinin kemali,yani olgunluğu) olan Kemaleddin’i “Kemallettin” , aslı Hayrü’d-din (dinin hayrı) olan Hayreddin’i “Hayrettin” ettikleri gibi ,tesbih’i “tespih” edenlerden yana değiliz. Bir kelimeyi asıl haliyle kullanırsınız, ya da yenisini uydurursunuz! Aksi halde ortaya , dile saygısızlığıda aşan rezillikler çıkar. Mesala , sahabe “sahipler, sahip çıkanlar , tutanlar” demektir. Sahabi ise ,”Hz. Muhammed’i görmüş ve sohbetlerinde bulunmuş mü’min kimse” demektir ve sahabilerden söz ederken nedense “sahabe” kelimesi kullanılır. Yine mesela , bizde sonradan “devrim” yapılan ve “kalb olma” kökünden gelen inkılab kelimesini inkılap diye kullanırsanız , cahilin elinde o kelime “inkilap” haline gelir ki , bu da (kelb kökünden , çoğulu kilab) “köpekleşmek” olur İnkılab ile inkilab ya da İnkılap ile inkilap arasındaki “bir nokta”lık fark , dile ne kadar saygılı olmamız gerektiğini gösterir.